İlk olarak 1970’lerin başında Psikolog Walter Mischel tarafından uygulanan Marşmelov Testi şu şekildeydi: Okul öncesi çocuklar marşmelov (bir çeşit şekerleme) olan bir odaya yerleştirildi. Çocuklara marşmelovu hemen yiyebilecekleri veya bekleyip sonra marşmelovdan iki tane alabilecekleri söylendi. Bu bilginin ardından çocuklar odada yalnız bırakıldı ve kamerayla davranışları gözlemlendi. Bu testi temel alan birçok araştırma daha uzun süre bekleyen çocukların akademik başarılarının iyi olduğu, problemli davranış sergileme olasılıklarının daha düşük olduğu, daha sağlıklı bir vücut kitle indeksine sahip oldukları ve ileriki yıllarda daha sağlıklı sosyal ilişkiler kurdukları görüldü. Bazı araştırmalar, test esnasında marşmelovu yemeye direnen çocukların suça karışma olasılığının daha düşük olduğunu ve daha fazla para kazandığını ortaya koydu.
Bu teste yeni bir bakış açısı getiren CU Boulder liderliğindeki çalışma, Japonya’nın Kyoto kentindeki çocukların yiyecek için hediyelere kıyasla yaklaşık üç kat daha uzun süre beklediklerini; Boulder Colorado’daki çocukların ise hediyeler için yaklaşık dört kat daha uzun süre beklediklerini buldu.
Japonya’daki çocuklara marşmelov verildiğinde ortalama bekleme süreleri 15 dakikaydı. Ancak bu çocukların hediyeyi açmadan beklemesi yaklaşık 5 dakikadan az sürdü. ABD’deki çocuklar için ise durum tam tersiydi. ABD’deki çocuklar hediyeyi açmak için yaklaşık 15 dakika bekleyebilirken marşmelovu yemeden durmak için ise yaklaşık 4 dakikadan az dayanabildiler.
Araştırma üyesi olan kıdemli yazar Yuko Munakata, “Hayatta birçok önemli sonucu öngören hazzı erteleme yeteneğinin sadece genlerdeki veya beyin gelişimindeki değişikliklerle değil, aynı zamanda kültür tarafından desteklenen alışkanlıklarla da ilgili olduğunu bulduk” dedi.
Bulgular küçük çocuklarda basit, kültürlerine uygun alışkanlıkların teşvik edilmesinin, gelişimlerini daha sonra hazzı ertelemelerini kolaylaştıracak şekilde etkileyebileceğini göstererek ebeveynlere iyi haberler veriyor. Ancak bulgular aynı zamanda on yıllarca süren sosyal bilim araştırmalarını sorgulayarak özdenetimden yoksun olduğu düşünülen bazı çocukların bunun yerine sadece bekleme konusunda farklı kültürel değerlere sahip olabileceğini öne sürüyor.
Kaynak: Dünyanın Eğitim Gündemi (57. sayı)