Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu “Dünyanın Eğitim Gündemi” serisinin 48. sayısı yayınlandı. Yeni sayıda yine birçok ülkedeki eğitim gündemi ele alındı. İşte o gündem:
ABD: Okul sonrası etkinlikleri nasıl seçilir?
Okul Sonrası Etkinlikler Birliğine göre okul sonrası etkinlikler notlarda, okula devamda ve davranışlarda iyileşmeye yol açıyor. Öğrenciler okulda öğrendiklerini uygulayabiliyor ve yeni ilgi alanları keşfedebiliyorlar. Ayrıca okul sonrası etkinliklerde çocuklar farklı yaş ve geçmişe sahip öğrencilerle empati, iletişim ve ekip çalışması becerileri geliştirebiliyor. Görevi çocukların üniversiteye ve kariyere hazır olmasını sağlamak olan kâr amacı gütmeyen Gençlik Yatırımı Forumunun kurucu ortağı Karen Pittman, bir aktivitede uzmanlaşmak yerine bir dizi aktivite keşfetmenin K-5 öğrencileri için daha faydalı olduğunu, aynı kuralın spor için de geçerli olduğunu belirtiyor. Tufts Üniversitesi Gençlik Gelişimi Uygulamalı Araştırma Enstitüsünden Sheila Ohlsson Walker, ebeveynlerin çocuklarını birçok spor dalına yönlendirmeleri gerektiğini, bunun akabinde çocuklarının severek uğraştığı spor dalına yönelebileceğini söylüyor. Eğitim uzmanları çocuk gelişimi konusunda bilgili kuruluşları ve eğitmenleri seçmeleri konusunda ebeveynleri uyarıyor ve ebeveynlere bazı önerilerde bulunuyorlar:
• Sanat: Pittman; sanatın zihin, beden ve kalbi içeren bir deneyim olarak temel olduğunu söylüyor. Brookings Enstitüsü tarafından 2019 yılında yapılan bir araştırma özellikle ilkokullar için sanat öğrenimindeki artışların; öğrencilerin okula bağlılığını, üniversite isteklerini ve başkalarıyla empati kurmak için bir araç olarak sanat eserlerinden yararlanma eğilimlerini olumlu ve önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor.
• Yabancı Dil: Dil eğitimcileri ve yöneticilerini temsil eden bir kuruluş olan ACTFL’ye göre araştırmalar dil öğrenimi ile daha yüksek akademik başarı arasında bir ilişki bulunduğunu gösteriyor.
• Müzik: Pittman; müziğin beynin her iki yanını harekete geçiren bir deneyim olduğunu, Japonya ve Danimarka gibi ülkelerin müziği erken çocukluk eğitimine dâhil ettiğini beliriyor. NAMM ( Ulusal Müzik Tüccarları Birliği) tarafından 2018 yılında hazırlanan rapora göre K-12 öğrencilerinin bir enstrüman çalma, koroda şarkı söyleme veya diğer müzik etkinliklerine katılma şansı olduğunda İngilizce, matematik, fen ve yabancı dillerde daha iyi performans gösterme olasılıkları artıyor.
• Spor: Spor; çocuğunuzun beynini, fi ziksel aktivitesini ve sosyal etkileşimini içeren bir öğrenme türüdür. Egzersiz; daha net düşünmeye, daha yaratıcı olmaya ve öğrenme yeteneğini geliştirmeye yardımcı oluyor.
• STEM: Yaygın olarak STEM olarak adlandırılan bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik günümüz öğrencileri için temel becerilerdir. Birçok okul sonrası program STEM ile daha fazlasını yapmaya çalışıyor.
AVUSTRALYA: Kaygı akademik performansı etkileyebilir. İşte anne babaların ve öğretmenlerin baskıyı azaltmak için uygulayabileceği 10 ipucu.
Avustralya genelinde birçok çocuk, aylarca süren karantina ve uzaktan eğitim sonrası sınıfl ara geri dönüyor. Araştırmalar salgın sürecinde gençler arasında kaygının arttığını, bu durumun sosyal ve duygusal etkisinin yanında akademik başarı üzerinde de önemli bir etkisinin olabileceğini gösteriyor. Bu bağlamda öğretmenlerin ve ebeveynlerin uygulayabileceği on ipucu şu şekilde sıralanıyor:
• “Hatalar veya küçük aksilikler yeni bir şeyler öğrenmenin normal bir parçasıdır” gibi ifadelerle güvence verin ve hataları normalleştirin.
• Güven inşa edin ve çabalarını takdir edin.
• Yaşına uygun bir dil kullanarak kaygı duyduğu konularda konuşun.
“Bilinmeyenleri azaltmak, bizi endişelenmeye daha az meyilli yapar.”
• Dinleyin ve empati kurun.
• Fazladan zaman tanıyın. Daha küçük parçalarda daha büyük görevler verin.
• Yapı ve rutini sağlayın.
• Dikkat dağıtıcı şeyleri ortadan kaldırın ve çocukla onu endişelendiren konuları konuşmak için özel bir zaman belirleyin.
• Nefes alın, egzersiz yapın, dinlenin ve sağlıklı beslenin. Düzenli molalar verin.
• Unutmayın, kaygı bulaşıcıdır. Okuldaki ya da evdeki yetişkinler endişeliyse bu durum çocukları da etkileyecektir.
• Gerekirse profesyonel yardım alın.
DANİMARKA: 1.500 ilköğretim öğrencisi ticari işletmeleri ziyaret ediyor.
Yakında hayata geçirilmeye başlanacak yeni tasarıya göre Næstved Belediyesindeki öğrenciler, eğitimlerini tamamlayacakları ve 5-7 yıl sonunda istihdam edilebilecekleri bazı şirketleri ziyaret edecek. Daha önce, ilköğretim okullarındaki öğrencilerin eğitimlerinin bir parçası olarak iş yeri ziyareti yapıp yapmamaları öğretmene bağlıyken şimdi ise Næstved Belediyesi 7, 8 ve 9. sınıfl ar için şirket ziyaretlerini bir sistem kapsamında yürütmeye başladı. Næstved’deki tasarım şirketi ROPOX A/S’nin CEO’su Tommy Jensen da girişimi memnuniyetle karşıladığını; öğrencilerin, yerel şirketlerde ne gibi fırsatlar olduğunu görmelerinin ve hâlihazırda okulda da aldıkları beceri temelli derslerle ilgili bu konularda farkındalık sahibi olmalarının gerçekten çok güzel olduğunu ifade ediyor.
FRANSA: Ağır okul çantalarına karşı Veli Temsilcileri Birliği (la FCPE) bir yasa bekliyor.
Millî Eğitim Bakanlığının son yaptığı araştırmaya göre okul çantalarının ağırlığının öğrencilerin kilosunun %20’si kadar olduğu belirtiliyor. Yaklaşık 10 kg. ağırlığındaki çantalar 50 kg. altındaki çocuklar tarafından taşınıyor. Bu durum yıllardır böyle devam ediyor. Sağlık uzmanlarına göre okul çantalarının ağırlığının öğrencinin kilosunun %10’nu geçmemesi gerekiyor. 1995’te Bakanlık resmî olarak okul çantalarının, çocukların ağırlıklarının %10’unu geçmemesi önerisinde bulunmuştu ancak bugün bu rakam Bakanlığın belirttiği rakamın iki katı olarak karşımıza çıkıyor. Veli Temsilcileri Birliği (FCPE) bu sıkıntının ciddiye alınmasını sağlayacak bir yasa talep ediyor.
İNGİLTERE: İngiltere’deki çocukların fen bilgisi test sonuçlarında ciddi düşüş var.
İngiltere’ deki ortaokul öğrencileri uluslararası sınavlarda fen bilgisinde ciddi bir düşüş yaşarken ilkokul öğrencilerinin ise matematikte ilerlediği gözlendi. TIMSS testlerinde fen bilgisi alanında 8. sıradan 14. sıraya gerileyerek son 25 yılın en düşük sonucu elde edildi. Matematik ve fen bilimlerinde yine Singapur ve Güney Kore’nin de dâhil olduğu Asya ülkeleri en üst sıralara yerleşti. Genel olarak bakıldığında davranış problemi yaşanmayan, güvende hissedilen sınıf ortamı ile yüksek başarı arasında doğrudan bir ilişki olduğu aşikâr. Analistler 1995’ten bu yana İngiltere’deki öğrencilerin fen derslerindeki başarısının durağan gittiğini ancak geçen yıl ani bir düşüş yaşandığını, diğer yandan Singapur ve Güney Kore gibi ülkelerde yine aynı yıllarda hayret verici bir yükseliş kaydedildiğini belirttiler. Uluslararası Eğitimsel Başarıyı Değerlendirme Derneğinin yönetici direktörü Dirk
Hasted, Doğu Asya’daki eğitim başarısının güçlü kültürel faktörlerle yakından ilgili olduğunu, ailelerin çocuklarının okul performansını çok önemsediklerini ve öğretmenlerin saygın bir konumda olduğunu belirtti.
İSVEÇ: Öğrenci bilgisini daha iyi ölçmek için notlandırmada değişiklik yapılacak.
İsveç Hükûmeti mevcut not sistemindeki değişiklikler için yeni bir yasa tasarısı sundu. Tasarıya göre notların öğrencilerin bilgilerini daha iyi yansıtması ve bilgi gelişimini teşvik etmesi amaçlanıyor. Eğitim Bakanı Anna Ekström “İsveç okullarında gelişim doğru yönde ilerliyor. Şimdi bilgiyi artırmak için bir adım daha atıyoruz. Okulların; gerçek bilgiyi yansıtan, öğrencileri öğrenmeye ve çaba göstermeye teşvik eden bir not sistemine ihtiyacı var.” diyor. 2018 yılında yapılan yönergeye dayalı bu yasa tasarısında ders notları yerine alan temelli notlar verilmesinin, derinlemesine öğrenme için daha iyi imkân sağlayacağı belirtiliyor. Genel değerlendirmede yapılacak değişikliklerin Temmuz 2022’den itibaren yürürlüğe girmesi, yeni sistemde öğrencilerin notlandırılmasına ise ilk kez 2025 sonbaharında başlanması bekleniyor.
İSVİÇRE: Çocuklara söylememeniz gereken 5 şey
Ebeveynlerin düşünmeden sarf ettiği sözlerin, çocukların yetişkinliğindeki sorunların temelini oluşturabileceği düşünülüyor ve bu kapsamda birkaç öneride bulunuluyor:
• “Bir şey olmaz. O kadar da kötü değil.” ifadesi yerine önce onun ne hissettiğini anlamaya çalışın ve “Şu anda bu duruma ne kadar üzüldüğünü ya da sinirlendiğini tahmin edebiliyorum.” gibi bir cümleyle önce onun hislerini anlamaya çalışın ve bu duygusuyla yalnız olmadığını hissetmesini sağlayın.
• “Sen hep bunu yapıyorsun.” gibi ifadeler kullanmak yerine çocuğunuzun neden belirli bir şekilde davrandığını anlamaya çalışın.
“Her zaman” ya da “asla” kelimelerini sık sık kullanmak yanlıştır ve moral bozucu etkiye sahiptir.
• “Sen böyle yapınca ben çok üzülüyorum.” kullanılmaması gereken bir başka ifadedir. Bir yetişkin olarak duygularınız size aittir, çocuğunuza değil. Belirli davranışların sizi kızdıracağı veya üzeceği tehdidi çocuğunuzu bunaltacak veya manipülatif fi kirler verecektir. Örneğin, “Bu kadar gürültü yaparak beni çok üzüyorsun. Sana biraz sessizliğe ihtiyacım var demiştim.” demek yerine “Burada sessizce oynamak mı istersin yoksa dışarı çıkıp topla mı oynamak istersin?” gibi seçenekler sunun.
• Utanç ya da suçluluk iyi rehberler değildir. Çocuğa bir şeyi zaten bilmesi gerektiğini söyleyerek yardımcı olmazsınız. Aksine özgüvenini azaltırsınız. Bunun yerine çözüm bulmaya odaklanın ve neye ihtiyacı
olduğunu sorun. Bu şekilde hem ilişkinizi güçlendirir hem de çocuğunuzun bağımsız olarak çözüm üretmesini sağlarsınız.
• Kreşe yetiştirmek için acele ediyorsunuz, okul servisi birazdan gelecek ve çocuğunuz ceketini kendisi kapatmayı beceremiyor mu? İşte tam bu sırada kendi başlarına yapamayacaklarını söyler ve kendiniz yapmaya kalkarsanız bu durum onları üzer ve özgüvensiz yapar. Bunun yerine çocuğunuza neden bu kadar aceleniz olduğunu açıklayın. Ona otobüse birlikte yetişmeniz gerektiğini söylerseniz ve ceketini kapatmasına yardım ederseniz bu daha mantıklı olur. Güven ve yakınlık kazandırır.
KORE CUMHURİYETİ: COVID-19 nedeniyle lise öğrencilerinin Korece, İngilizce ve matematik derslerindeki akademik becerilerinde düşüş görüldü.
Salgının uzun sürmesi nedeniyle Korece, İngilizce ve matematik gibi ana derslerde öğrencilerin akademik
becerilerinde düşüş olduğu tespit edildi. Kore Müfredat ve Değerlendirme Enstitüsünün “2020 Lise Ulusal Düzeyde Akademik Başarı Değerlendirmesi Sonuçlarının Analizi” verilerine göre lise ikinci sınıfta okuyan ve 4. seviyede (iyi seviye) bulunan öğrencilerin oranı bir önceki yıla göre azaldı. 2020 yılı lise ikinci sınıf öğrencilerinden 4. seviyede bulunanların oranının Korecede %23,3, matematikte %29 ve İngilizcede ise %37,1 olduğu, bir önceki yıla göre sırasıyla %5,5, %0,3 ve %2,9’luk azalma görüldü.
Öte yandan, (temelin altı) olan 1. seviyedeki öğrencilerin oranının Korecede %6,8, matematikte %13,5 ve İngilizcede %8,6 olduğu tespit edildi. Bir önceki yıl ile kıyaslandığında sırasıyla %2,8, %4,5 ve %5’lik artış saptandı. Bu derslerde temel akademik becerilere sahip olmayan öğrencilerin oranı 2010’dan bu yana en yüksek düzeye ulaştı. Özellikle Korece dersinde 4. seviyedeki öğrencilerin oranında % 5,5’lik fark ile keskin bir düşüş görüldü.
Korece dersinde 4. seviyedeki erkek öğrencilerin oranı, 2019’daki %23,6’dan %17,2’ye düştü. Böylelikle 4. seviye oranı, ilk kez %20’nin altına düşmüş oldu. Diğer taraftan, 4.seviyede olan kız öğrencilerin oranı erkek öğrencilere göre daha küçük bir oranla, 2019’daki %34,3’ten %29,9’a geriledi. Bölgelere göre bakıldığında, köy ya da küçük yerleşim bölgelerinde Korece dersinde 4. seviyedeki öğrencilerin oranı, bir önceki yıla göre %6,5’luk bir azalış gösterirken aynı dönemde büyük şehirlerde %3,8’lik oranla nispeten daha az bir gerileme görüldü. İngilizce dersinde 4. seviye olan öğrencilerin oranında; bir önceki yıla göre %2,9 düzeyinde, matematikte ise %0,3 düzeyinde düşüş görüldü.
ULUSLARARASI: Daha uzun okul günü salgından sonra öğrencilerin derslerine yetişmesine yardımcı oldu mu?
OECD tarafından yapılan son araştırmalar, salgının ilk 12 ayında 188 ülkedeki 1,5 milyar öğrencinin çeşitli dönemlerde okula gidemediğini ortaya çıkardı. Bu kapsamda Hollanda ve İrlanda’daki rakamsal veriler
İngiltere ile çok benzer. Danimarka’da öğrenciler yaklaşık 20 gün okuldan uzak kalmışken Kosta Rica (yaklaşık 180 gün) ve Kolombiya’da (yaklaşık 150 gün) bu sayılar çok daha yüksek.
Birleşmiş Milletler liderliğindeki Hızlandırılmış Eğitim Çalışma Grubu salgın kaynaklı öğrenme kayıplarıyla başa çıkmak için birçok öneride bulundu. Bunlardan biri de okul gününün uzatılmasıydı. ABD, Kanada ve Şili’de
yapılan araştırmalar öğretim süresinin uzatılmasının öğrencilerde kısa ve uzun vadeli olumlu etkiler yaratacağı düşüncesini destekledi. Öte yandan Latin Amerika ve Karayipler’de bu doğrultuda yapılan araştırmalarda öğrenme kayıpları üzerine yapılan çalışmaların öğretmenlerde oluşturacağı psikolojik yük hususuna da dikkat çekildi.
Çünkü uzun okul günleri öğretmenler için de uzun mesai saatleri anlamına geliyordu. Birleşik Krallık’ta 2020 Haziran-Temmuz aylarında yapılan bir ankete göre salgın sürecinde öğretmenlerin %31’i ve kıdemli okul liderlerinin %70’inin haftada ortalama 51 saatten fazla çalıştıkları tespit edildi. Okul günlerini ve saatlerini uzatırken öğretmenlerin ruhsal sağlıklarının ve esenliğinin de dikkate alınması gerektiğinin, öğrencilerin stresli ve tükenmiş öğretmenlerden yeterince faydalanamayacağının altı çiziliyor.
Kaynak: Millî Eğitim Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü (Dünyanın Eğitim Gündemi 48. Sayı)