MEB Personel Genel Müdürlüğü’nün 125472138 sayılı ve 29.01.2025 tarihli yazısı:
Konu: İş Bırakma Eylemi
Bülent ÇİFTÇİ
Personel Genel Müdürü (Bakan a)
Bilindiği üzere sendika kurma ve üye olma hakkı demokratik toplum düzeninin önemli kazanımlarından birisidir. Başta Anayasamız olmak üzere ilgili mevzuatımızda da sendikal
özgürlükler bu kapsamda değerlendirilmektedir. Anayasamızın 51. Maddesi bu anlamdaki en önemli güvencelerden biridir.
Bununla birlikte temel hak ve özgürlükleri koruma altına alan ulusal ve uluslararası tüm metinler, bahse konu hakların başkalarının hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı biçimde
kullanılamayacağını da özellikle vurgulamaktadır. Nitekim ilgili Anayasa maddesi ile de bu hususa dikkat çekilmiş; sendikal hakların millî güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık, genel ahlak
ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması noktasında sınırlanabileceğinin altı çizilmiştir.
Aynı şekilde uluslararası literatür ve metinlerde de hiçbir hakkın kullanımında başka birisinin temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edilmeyeceği ilkesi genel bir kural olarak kabul
edilmiştir. Bu ilke demokratik toplum düzeninin ve hukuk devletinin gerekliliklerinden biridir. Daha açık bir ifadeyle, sendikal hakların sınırlarının da diğer tüm hak ve özgürlüklerde olduğu
gibi başkalarının hak ve özgürlüklerinin başladığı yer itibariyle belirlenmesi demokratik toplum düzenin gereğidir.
Bu minvalde; sendikal hak ve özgürlüklerin, Anayasamızda güvence altına alınan bir başka temel hak ve hürriyetin kullanımını kısıtlayıcı bir biçimde kullanılmaması gerekir. Bu
kapsamda tüm demokratik ülkelerde olduğu gibi Anayasamız da eğitim hakkını korunması gereken en temel insan haklarından birisi olarak kabul etmiştir. “Eğitim ve Öğrenim Hakkı ve
Ödevi” başlıklı 42. Maddesinde yer verilen “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.” ifadesiyle bu hak
güvence altına alınmıştır. Başka hiçbir hakkın kullanımında bireylerin eğitim ve öğrenim hakkının sınırlandırılması hem anayasal olarak ve hem de uluslararası insan hakları belgeleri
açısından mümkün değildir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarında da belirtildiği üzere öğrencilerin okula emanet edildiği sürede gözetim yükümlülüğü okul idaresinde ve öğretmenlerde olup bu
yükümlülük öğrencilerin okula giriş ve çıkışları ile okuldaki tutum ve davranışlarının yakından izlenmesini kapsamaktadır. Gerekçesi ne olursa olsun idareci ve öğretmenlerin iş bırakma
eylemleri nedeniyle bir başkasının anayasal güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerden yararlanmasının engellenmesi, hizmetin aksaması ve buna bağlı olarak yaşanabilecek
disiplinsizlik ve kontrol dışı ortamlar; öğrencilerimizin eğitim ve öğrenim hakkını ihlal etmekle kalmayacak, aynı zamanda güvenliğini de tehlikeye atacaktır.
Anayasa Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere görevin aksaması halinde ortaya çıkabilecek olumsuzluklar, bu tür sendikal eylemlerden beklenen fayda ile öğrencinin eğitim
hakkı ve güvenliği arasındaki dengenin öğrenciler aleyhine bozulmasına sebebiyet verecektir. Ayrıca sendika ve örgütlenme hakkının ihlalini konu alan başvurulara ilişkin Anayasa
Mahkemesinin yerleşik içtihatlarında; sendikal faaliyetlerin mesleki çıkarları koruma amacı taşıyıp taşımadığı, eylemin sendikaların temel faaliyet alanı içinde olup olmadığı, üyelerinin
çıkarlarını koruma amacı olmaksızın salt bir siyasi veya ideolojik amaç içerip içermediği ve hepsinden önemlisi bir başkasının temel hak ve hürriyetlerini engelleyici bir yönünün bulunup
bulunmadığı gibi hususlar dikkate alınmaktadır. 469863660 – 1469863660 – 1469863660 – 146986366 Bütün bunlarla birlikte halihazırda öğretmenlerin görev ve sorumlulukları 7528 sayılı
Öğretmenlik Mesleği Kanunu ile belirlenmiş, ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 26. maddesinde de devlet memurlarının kamu hizmetlerini aksatacak şekilde memurluktan
kasıtlı olarak birlikte çekilmeleri veya görevlerine gelmemeleri yahut görevlerine geldikleri halde hizmetlerinin yavaşlatılması/aksatılması sonucunu doğuracak eylem ve hareketlerde
bulunmaları yasaklanmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı da, bütün vatandaşlarımızın anayasamızda teminat altına alınan temel hak ve hürriyetlerden azami düzeyde yararlanabilmesi için üzerine düşen sorumlulukları
yerine getirmekle yükümlüdür. Bir taraftan sendikal özgürlüklerin kullanılmasını desteklerken, diğer yandan okullarımıza emanet edilen öğrencilerimizin eğitim öğrenim hakkından sağlıklı
ve verimli bir biçimde yararlanmalarını sağlamak kamusal sorumluluğumuzdur. Bu nedenle öğretmen ve idarecilerimizin sendikal özgürlüklerini kullanırken öğrencilerimizin temel eğitim hakkını ihlal etmemeye dikkat etmeleri, eğitim ve öğretim hizmetinin gerektiği gibi yürütülmesine öncelik vermeleri ve demokratik haklarını eğitim ve öğretimi aksatmayacak yollarla kullanmaları önem arz etmektedir.
Görüldüğü üzere hem uluslararası literatür ve hem de iç hukukumuz sendikal hakları güvence altına almakta, aynı zamanda demokratik toplum düzeni ve hukuk devleti ilkelerine
uygun davranılması gerekliliğine vurgu yapmaktadır. Bu çerçevede Milli Eğitim Bakanlığı da, mevcut sendikaların tamamını politikaların hayata geçirilmesinde bir paydaş olarak görmekte
ve üyelerinin hukuklarını korumaya yönelik demokratik söylem ve eylemlerini desteklemektedir. Ancak, sendikal hakların kullanımı sırasında, bir başkasının hak ve
özgürlüklerinin sağlıklı bir şekilde kullanılmasının engellenmemesi, insan haklarına ilişkin evrensel metinler ile başta Anayasamız olmak üzere iç hukuk metinlerimiz ve yerleşik yargı
içtihatları açısından bir zorunluluktur.
Bu çerçevede 13 Ocak 2025 günü sendikanızın çağrısı üzerine görev başında bulunmayarak eğitim-öğretim süreçlerinize ilişkin yasal sorumluluklarınızı aksattığınız tespit edildiğinden yukarıda sıralanan hukuki ilke ve düzenlemelerin tarafınıza hatırlatılması gereği hasıl olmuştur. Zira, sendikal hak kapsamında gerçekleştirildiği iddia edilen “iş bırakma fiili” öğrencilerimizin eğitim hakkının engellenmesi, güvenliklerinin tehlikeye atılması, başta olmak üzere bir çok açıdan veli ve öğrencilerimizin temel hak ve özgürlüklerini engelleyici niteliktedir.
Sonuç olarak sendikal haklardan kullanımında bir başkasının hak ve özgürlüklerinin sağlıklı bir şekilde yararlanmasına engel teşkil edilmemesine dikkat edilmesi, insan haklarına
ilişkin evrensel metinler ile başta Türkiye Cumhuriyeti Anayasası olmak üzere iç hukuk metinlerimiz ve yerleşik yargı içtihatları açısından bir zorunluluktur.
Eğitim-öğretim hizmetlerinin sunulmasında ve demokratik hakların kullanımında yukarıdaki hususların göz önünde bulundurulması gerektiğini dikkatlerinize sunarız.